
Pek çok insan bağımlılığın bir irade meselesi ya da alışkanlık olduğunu düşünür. Oysa bağımlılık bundan çok daha farklıdır.
Öncelikle bağımlılığın ne demek olduğuna birlikte bakalım..
Bağımlılık; kişinin ruhsal ve bedensel sağlığını, aile hayatını etkileyecek düzeyde madde kullanımını ya da bir davranışta bulunma isteğini durduramaması (kontrol kaybı yaşaması) ile belirli kronik bir beyin hastalığıdır.
Bir beyin hastalığıdır, çünkü; bağımlılık bir günde oluşmaz ve oluşum sürecinde beyinde pek çok değişim gerçekleşir. Kişi bağımlı olmadan önce bağımlılık riskinin giderek arttığı bir dönemeçten geçer. Örneğin, ilk alkolle tanıştığında, bir bardak kullanım kendisi için yeterlidir ve durabiliyordur. Kullanımı sürdürmediğinde bir alkol kullanma isteği (aşerme) ya da içememekten kaynaklı eksiklik duygusu yaşamaz. Ancak zamanla alkol kullanım sıklığı artar, örneğin önceden ayda-haftada bir kullanan biriyken giderek haftada 2-3 vs. kullanmaya başlar. Zamanla kullanımların miktarı da artabilir. Örneğin artık bir bardak yerine 3-4 bardak vs. kullanır ve kendisini çok fazla etkilemediğini düşünür. Ancak zamanla 2-3 bardak kendisine az gelmeye ya da yeterli gelmemeye başlar. Devam etmenin sorun olmadığını düşünür. Artık eskisine kıyasla daha sık ve daha fazla içmekte, içemediğinde ise tatmin olmuş hissedememekte, boşluk hissi yaşamaktadır.
Zamanla rutinler de bu sürece etki eder. Örneğin, artık iş çıkışları ya da belli saatlerde-günlerde alkol kullanımları oluyordur. Ve o gün ya da saat geldiğinde, ister istemez bir alkol kullanım isteği yaşar, aklına gidip içmek gelir. Bu beyindeki ödül merkezi tarafından gelen bir istektir ve belli zamanlara-mekanlara şartlanan beyin onu yaşamak için hatırlatmalarda bulunur.
Eskiden, sigara içme odaları vardı. İnsanlar o odaya gidip sigara içerlerdi. O odaya her gittiklerinde beyin o odaya şartlandığı- daha doğrusu sigara kullanımı ile o oda arasında bir bağlantı kurduğu için- o odaya girmek demek, sigara içme isteği yaşamak demekti..
İşte, bağımlılıkların oluşumunda ve sürmesinde rutinlerin, mekan ve zamanların önemi büyüktür. Her yemek sonrası sigara içen birinin aklına, yemeğin bitimine doğru bir sigara yakma düşüncesi gelir. Ya da genellikle cuma akşamları içki içmeye giden bir kişinin zihninde, mesai bitimine doğru içme düşüncesi belirir ve canı içki içmek isteyebilir (“aşerme” / craving).
Bağımlılığın gelişimi
Beyin, herhangi bir alkol, sigara ya da madde kullandığında, dopamin denilen ve haz duygusu yaşamayı sağlayan bir kimyasal, beyindeki ödül merkezinden salgılanır. Kişinin çektiği her nefeste ya da aldığı her yudumda haz duygusu yaşamasının nedeni budur.
Beynimiz, davranışlarımızla ilgili bir değerlendirme yapar. Eğer bir davranıştan sonra keyif alırsa, onu tekrarlama isteği oluşur. Örneğin, ilk kez kumar oynayan biri para kazanırsa, bu durum onu keyiflendirebilir (ödül merkezi tetiklenir ve dopamin salınımı gerçekleşir). “Bir şey denedim, sonucu fena gitmedi, ertesi gün yine devam edeyim” diyebilir. Zamanla kumar oynamayı sürdürdükçe kumara daha çok zaman ve daha çok miktar ayırır. “Daha çok oynarsam kazanma ihtimalim artar, daha çok bahis yaparsam daha yüksek oranda kazanırım” gibi düşünce tuzakları yaşamaya başlar. Bağımlılığa giden yolda davranış ya da kullanım süresinin/ miktarının artmasına “tolerans gelişimi” denir. Çünkü beyne yetmemeye başlar ve daha çok dopamin daha çok keyif yaşamak için daha fazlasını yapmaya yönelir.
İşte bu noktada beyinde başka bir değişim daha gerçekleşir. Artık beyin, önceden ufak şeylerden keyif alabilirken (örneğin yemek yemek, iltifat duymak vs) artık bunlar onu yeterince keyiflendirmeye yetmez ve sadece bağımlılık oluşturma potansiyeli olan o şeye yönelir ve ondan keyif almaya endekslenir: sigara, alkol-madde gibi kimyasallara ya da kumar, alışveriş, internet gibi bağımlılık yapabilen davranışlara… Ve artık bunları yapamadığında, “yoksunluk” yaşamaya başlar. Çekilme (withdrawal) belirtileri olur (alcohol withdrawal etc.).
Bağımlılığın tedavisi
Bağımlılık tamamen iyileşmez, ancak profesyonel destek alınarak düzelebilir. Bununla neyi kastediyorum:
Bir şeker hastası, hayatı boyunca şeker hastasıdır. Doktorunun tavsiyelerine uyarsa, şekerin olmadığı uygun bir beslenme programına dikkat ederek yaşarsa, yaşam kalitesinde bir problem olmaz. Ancak diyelim ki, bu şeker hastalığı olan kişi bir kez doktorun tavsiyesine uymadı ve şekerli gıdalar tüketti, o zaman ne olur?
Hastalığı nüks eder yani tekrarlanır.
İşte bağımlılık da aynı şeker hastalığı gibi “tekrarlayabilen” kronik bir hastalıktır. Bazen kişi eski bağımlı davranışlarını yapmak istemese de beyinde bir istek oluşur ve gidip kullanma, içme ya da kumar oynama dürtüsü yaşayabilir. Bu gerçekleştiğinde ise beyin tekrar o hastalıkla ilgili süreçleri aktive eder ve ertesi gün yine yapma isteği gelir ve bağımlı davranışlarını eskisi gibi sürdürür.
Profesyonel psikolojik destek sürecinde kişi bu isteği nelerin tetiklediğini, bu istekle nasıl başedeceğini öğrenir / farkındalık geliştirir. Görüştüğü danışmanı ile riskli durumlar için (tekrar kullanım ihtimalleri yaşanmaması adına) bir acil durum planı oluşturur.
Bağımlılık nesnesi ve onu çağrıştıran şeyler hayatından çıktığında geride bir boşluk kalabilir. Bu boşluğu yeniden fakat sağlıklı, keyif veren şeylerle doldurmak biraz zaman alacaktır. Bunun için bir süre görüşmelere katılmak, yaşam tarzını yeniden düzenlemek, planlamalar yapmak fayda sağlayacaktır. Bu fayda, kişinin görüşmelerde aldığı kararları uygulama durumuna, işbirliği yapma isteğine göre değişim gösterir. Kendini bırakmak için hazır hissetmediğinde, motivasyon arttırıcı hazırlık görüşmeleri yapılabilir.
Bağımlılık hastalığında tekrarlamalar sık olarak yaşanabilir. Önemli olan bu tekrarlamalardan bir ders çıkarmak ve yeniden nüks etmemesi adına alternatif önlemler keşfetmek ve tedbir alabilmektir.
Yapılan araştırmalara göre, kişinin bağımlılık hastalığı nüks etse dahi profesyonel destek sürecini terk etmeden, yarıda bırakmadan kararlılıkla devam etmesi, bu hastalığın düzelme oranlarını önemli seviyede artırmaktadır.
Bağımlılığın olduğu ailelerde, aileleri de bağımlılığın doğası ile ilgili bilgilendirmek ve desteklemek oldukça fayda sağlar. Bunun nedeni, pek çok ailenin kendisini bu sorun karşısında çaresiz hissetmesi ya da bağımlılık hastalığını bilmemekten kaynaklı olarak bağımlılığı olan kişiye yardım etmekte zorlanması, yanlış tutumlarda bulunabilmesidir. Gerekli durumda profesyonel destek veren kişinin, danışanın iznini alarak, ailesi ile aile görüşmeleri yapması sürece önemli faydalar sağlayabilir.