Bağımlılık (addiction), Latince “addicere” kökünden gelir ve “adanmışlık” anlamı taşır. Kelime kökeni itibariyle bir adanma durumunu işaret etse de aslında, bağımlılık bundan çok daha farklı bir durumu işaret eder.

Adanmışlık, kişinin belli bir hedefe yönelik yaptığı davranışlarla aslında hayat kalitesini arttıran bir durumdur. Fakat, bağımlılık, kişinin bir süre sonra keyif almasa bile “zorunlu olarak” yapmaya başladığı, yapmadığında birtakım zorlanmalar, keyifsizlik, öfke, boşluk hissi benzeri duyumlar deneyimlediği, sorumluluklarını yerine getirmekte zorlandığı ve hayat kalitesini düşüren, sosyal uyumunu bozan bir sürece evrilmektedir.

En kısa tanımı ile bağımlılık, bireylerin kullandıkları madde (sigara, alkol ve diğer maddeler) ya da yaptıkları davranış (kumar, bahis, internet kullanımı vb.) üzerinde kontrollerini kaybetmesidir.

Bağımlılık denilince,

Genellikle ilk akla gelen madde bağımlılığıdır ancak günümüzde bağımlılıkların da çeşidi artmıştır. Bağımlılıkları genel olarak kimyasal bağımlılıklar ve davranışsal bağımlılıklar olarak ikiye ayırabiliriz.

Kimyasal bağımlılıklar tütün (nikotin), alkol, madde (esrar, kokain, ekstazi, eroin vb.), bağımlılık yapıcı ve tedavi amacının dışında doktor kontrolünde olmadan kullanılan tıbbi ilaçlar gibi bağımlılık türlerini içerir. Davranışsal bağımlılıklar ise bir davranışı yapmaya bağımlı olmakla ilgilidir (internet, oyun, alışveriş, kumar bağımlılığı gibi).

Kişi ilk zamanlar yaşadığı süreci bir bağımlılıktan ziyade “alışkanlık, hoşça vakit geçirme, kafasını dağıtma” olarak tanımlasa da zamanla bağımlılığın belirtileri daha belirgin hale gelir ve hayatına eskisi gibi devam etmekte zorlanmaya başlar. Ailesi ve yakın çevresi de bu değişimleri fark etmeye başlar. Zamanla, bağımlılıkla ilgili davranışlarını kontrol etme çabaları başarısız bırakma girişimleri ile sonlanınca aslında “kafada bitirmek”ten öte bunun nörobiyolojik temelleri olan bir hastalık olduğunu ve bu alanda destek veren uzmanlar olduğu fark eder ve yardım almakla ilgili araştırmalara başlar. İşte bu düzelme sürecinin en önemli adımlarından biridir: durumu fark etmek ve yardım istemek.

Eğer siz de bu araştırmalara başladığınız bir süreçteyseniz, aşağıda bağımlılıkla ilgili bazı belirtilere göz atabilirsiniz. Bu belirtilerden* bazıları tanıdık geliyorsa, yardım istemeyi ertelemeyin.

  • Zamanının çoğunu ayırma (tedarik etmek, bulmak, kullanmak, etkisinden çıkmak vb)
  • Tasarlanılandan daha uzun zaman ayırma (örneğin, 1 saat bakmayı hedefleyen birinin 3 saatini internette geçirmesi)
  • Geçmiş başarısız bırakma girişimleri, davranışı kontrol etmede zorlanma
  • Olumsuz sonuçları olmasına rağmen devam etmeyi sürdürme
  • Davranışı gerçekleştirmeye yönelik yoğun istek (alkol/madde kullanımı ya da internet kullanımı, bahis yapılması vb.)
  • Tolerans (örneğin, kullanılan alkol/madde miktarının, internette geçirilen sürenin ya da yapılan bahis miktarının yeterli gelmemesi nedeniyle miktarın giderek artırılması)
  • Yoksunluk (o davranışı yerine getiremediğinde farklı hissetmek örneğin, keyifsizlik, boşluk, sinirlilik ve benzeri)

*American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596